Kauçuk malzemeler; çapraz bağlanmamış ama çapraz bağlanabilme özelliğine sahip yani vulkanize olabilen polimerlerdir. Yüksek sıcaklıkta ve deforme edici kuvvetlerin etkisi altında koyu kıvamsı akış özelliği gösterirler. Böylece uygun şartlar altında şekillendirilebilirler. Kauçuk 16. ve 19. yüzyıllarda çeşitli uygulamalarda kullanılmıştır. Kristof Kolomb’un kauçuğu ilk tanıyan kaşif olduğu tahmin edilmektedir. 19. Yüzyılda Charles Goodyear’ın vulkanizasyon işlemeni bulması ile kauçuk hayatımızdaki birçok önemli parçanın içerisinde yer almaya başlamıştır.
Kauçuk çok maksatlı, geniş kullanım potansiyeli olan, yaşamın her alanında iç içe olduğumuz bazıları hayati önem taşıyan lastik malzemelerin yegane hammaddesidir [1]. Özellikle otomotiv sektöründe insan hayatı için çok önemli fonksiyonel parçaların üretiminde kullanılmaktadır. Kauçuğun kullanımı sadece otomotiv sektörü ile sınırlı değildir. Enerji, maden, savunma, medikal, raylı sistemler, iş makineleri, tekstil, elektronik, beyaz eşya, inşaat gibi birçok sektörde önemli bir yer teşkil etmektedir. Araç lastikleri, akaryakıt ve fren hortumları, cam silecekleri, sızdırmazlık contaları, kapı ve cam profilleri, titreşim takozları, izolasyon elemanları, kaplin lastikleri, diyaframlar gibi birçok ürün kauçuk malzemelerden üretilmektedir. Kauçuğun, doğal ve sentetik olarak geliştirilmiş birçok farklı çeşidi mevcuttur.

Sentetik Kauçuklar
Doğal kauçuğun sadece tropikal iklimlerde yetişmesi ve 1900’lü yıllarda artan kauçuk ihtiyacından ve kauçuğun tropikal